12 Mayıs 2010 Çarşamba

Maurizio Cattelan


güncel sanat dünyasında, kendisi ve sanatı tanımlaması en zor ve bu yüzden de bu konuda en çok uğraşılan sanatçılarından biri kuşkusuz italyan heykeltıraş Maurizio Cattelan'dır.. mizahi, kışkırtıcı, şaşırtıcı, sarsıcı, saçma, komik, karanlık, tartışma yaratan, ironik, saldırgan, alaycı, soytarıca, aptalca ve hatta delice...

 
geçimini sağlamak amacıyla önceleri aşçılık, hastabakıcılık, postacılık, temizlikçilik ve hatta cenaze levazımatçılığı gibi işlerde çalışan Cattelan kendi deyişiyle "çalışmadan yaşayabilmek amacıyla" sanata yönelmiş... hiç bir sanat eğitimi almamış olan ve bu alanda kendi kendini eğiten Maurizio Cattelan, sanat yaşamına, kendi evi için "sanatsal yanı olan lakin işlevsel" mobilyalar tasarlayarak başladı...

Cattelan'ın sanat yaşamındaki kırılma noktası 1991'de bologna kentindeki "Galleria d'Arte Moderna di Bologna" (Bolonga Modern sanat Galerisi)’daki ilk sergisinde gerçekleşti... maurizio, sergi için gerçek oyunculardan oluşan devasa bir langırt masası tasarlamıştı... bir tarafta yasadışı senagalli göçmenler ve diğer tarafta formaları üzerinde nazi almanya'sında yahudileri ülkeden kovmak amaçlı bir slogan olan "Raus!" (Defol!) sözcüğünün formalarının göğsünde yazılı olduğu beyaz italyan oyunculardan oluşan iki takımdan oluşan bu devasa langırt enstalasyonu.. ülkede gittikçe artan göçmen karşıtı ırkçılığa karşı dikkat çekme ve bunu da italya'da çok popüler olan futbol ile bir tezat oluşturacak biçimde bir araya getirerek sunmak amaçlı çok keskin bir mizah içeren provokatif bir yaratımdı... aslında bolognalılar sanatçının bu sivri mizahına ilk kez maruz kalmıyorlardı... Cattelan, 1989'da seçimler sırasında bologna gazetelerine "Oyunuz çok değerlidir, Onu kullanmayın" şeklinde tam sayfa ilanlar vermişti...  (bunu aslında bizim ülkemizde de söyleyebilecek bir baba yiğit sanatçı çıksa ne süper olu değil mi?)

cattelan, genellikle enstalasyon ve heykeli bir arada kullandığı eserlerinde görsel ve düşünsel paradokslar yaratarak izleyicinin tahammül ve tolerans sınırlarını bilinçli olarak zorlamaktadır... İroni ve mizahı eleştirel yönde kullanırken değindiği meselelerde bir mesaj verme, bir çözüm önerme, ideolojik bir konum alma gibi didaktik ve ahlakçı bir yaklaşımdan da kaçınan sanatçı salt bir gözlemci kimliğiyle kendini de, şaşırttığı izleyiciler arasına yerleştirmektedir... onun tek amacı hayat ve gerçekliği olanca karmaşıklığı ve saçmalığı ile yeniden yaratmaktır... bu açıdan Cattelan sıklıkla Shakespeare oyunlarında karşımıza çıkan ve güç, ölüm ve iktidar gibi temalar hakkındaki evrensel hakikatleri şakalar ve oyunlar yoluyla anlatan "soytarı" karakteri ile karşılaştırılmaktadır... ters dönmüş polisleri, asılı çocukları, intihar eden sincapları, dua eden diktatörleri ve görünmez sergileri ile gerçek dünyanın absürd bir yansımasıdır onun sanatı...
"La Nona Ora" yani 9. Saat


katolik Kilisesi'nin lideri Papa II. Jean Paul'u tören giysileri içinde ve başına düşen göktaşı ile yere yıkılmış olarak tasvir ettiği bu heykeli sanatçının ironik mizah anlayışının açık bir ifadesi olarak görülmektedir... londra'daki kraliyet akademisi'nde düzenlenen Apocalypse (Kıyamet) adlı prestijli sergide yer alan heykel daha sonra Christie's Müzayede Evi'nde düzenlenen müzayedede 3 Milyon Dolar'a alıcı bulmuştur...
başka bir tartışma yaratan eseri de, dizleri üzerine çökmüş dua eden bir çocuk olarak tasvir edilen bir Adolf Hitler heykelidir..
"Trotsky'nin Baladı" adını verdiği, ve New York'ta 2.1 milyon dolar'a satılan, tavana asılı hareket eder halde tasvir edilmiş doldurulmuş bir at..
2000 yılında sergiyi düzenleyen üç küratörü de işin içine katan Maurizio Cattelan, bunlardan Emmanulle Perrotin'i "Gerçek Tavşan Errotin" adını verdiği performans için beş hafta boyunca tavşan kulakları olan pembe bir fallus kostümü içinde dolaşmaya ikna etti... diğer iki küratör de sergi salonunun elektrik ihtiyacını karşılamak için sergi süresince bir jeneratöre bağlı dinamo bisikletlerinde pedal çevirmek zorundaydı...
milanlı bir galericiyi, koli bandıyla duvara yapıştırarak sergilemiştir...

*yazı lebriz sanal dergiden derlenmiştir..

2 yorum:

  1. Mizahi sanat anlayışı olan sanatçıları, ironi yaparak verdikleri mesajları ve senin bu postlarını çok seviyorum:)

    YanıtlaSil
  2. Teşekkürler denizcim.. Benimde en çok bakmaktan zevk aldığım sitelerden seninki de.. ;)) sanata ve modaya birlikte bakışını çok seviyorum senin..

    YanıtlaSil