29 Eylül 2009 Salı

ahndraya parlato..

ahndraya; Hawaii doğumlu, newyork'da yaşayan bir fotoğraf sanatçısı.. sitesindeki statement beni etkiledi.. fotoğraflarındaki kendini bulma uğraşı, düşünceleriyle aynı doğruda ilerliyor..

eskilerden..



80 'lerde çocuk olmak.. abla olmak.. anne baba işdeyken evde video izlemek.. kardesleri olan arkadasları çağırıp küçükleri bir odaya tıkıp korku filmi izlemek.. vs..vs...

bu fotoğrafları görünce aklımdan geçenler..

mutlaka anne babası memur olup çalışan ve o zamanlar küçük şehirde çocuk bakıcılığı sektörünün oluşmadığı yıllarda herkezin evinde video vardı sanırım.. bizde de vardı.. büyük çocuk için star wars.. ghost busters.. küçük çocuk için nils ve uçan kaz morton.. şeker kız candy.. daha bir sürü film ve çizgi film.. annem hala hayıflanır.. sizi nasıl yanlız bırakıp işe gittik diye.. ne yazık ki mecburiyet..

28 Eylül 2009 Pazartesi

kim simonsson..

geçen hafta, radikal'in cumartesi ekinde tuhaf bakışlı,tekinsiz çocuklar başlığı altında heykeltraş yaşam şaşmazer'le yapılan söyleşiyi okudum.. sergiyi gezmedim ama başlık (çocuğa yüklenen durum ) beni rahatsız etti.. belki de bir çocuğum olduğu için.. anneliğin vermiş olduğu bir duygu seli içinde yazıyı okuyunca, sergi acaip itici geldi.. sonra aklıma kim simonsson 'un çocukları geldi.. kim simonssom'da finlandiya'lı bir heykeltraş.. heykelleri seramikten.. donuk.. fantastik .. bir animeden çıkıp dondurulmuş buz kesmiş gibi.. gerçi aynı hisleri onda hissetmemiştim.. belki onunla ilgili de böyle bir yazı okusaydım aynı şeyleri hissedebilirdim..

noah kalina..

noah brooklyn'li bir fotoğrafçı.. hazırladığı magazindeki fotoğraflar dikkatimi çekmişti.. sonra kendi portfolyosuna baktim renkleri, kompozisyonları bana yakın geldi.. noah everyday diye bir seri var ki.. hep yapmak istediğim ama bir türlü yapamadığım bir çalışma.. aynı yerde aynı zamanda aynı kişiyi çekme fikri.. şirkette bir arkadaşım hamile kalmıştı.. onun üzerine bu projeyi gayet ciddiyetsiz bir şekilde uygulamıştım.. o fotoğraflar arkadaşımla birlikte gitti.. bunu sözde kendim için yapacaktım ve tuna doğduktan sonrada bu devam edecekti.. olmadı.. belki bir gün.. uzun soluklu bir proje.. sabır lazım.. o da bende yok ne yazık ki..

25 Eylül 2009 Cuma

Sang Won Sung...






Sang kore'li bir sanatçı.. heykelleri çok eğlenceli ve renkli... ben yaptığı oyuncaklara da heykel diyorum.. brezilya'da yaşıyor..
brezilya'da yaşayan bu sanatçılara çok imreniyorum.. enteresan biçimde hepsi, sanat dalı fark ettirmeden çok renkli.. :)) sanırım ülkenin canlılığından ve renkliliğinden kaynaklanıyor.. sitesinde diğer yaptığı işleride görmelisiniz bence..

darbe-Outlet//İhraç Fazlası Sanat Galerisi


Gazetede okudum.. çok etkilendim.. ve hemen görmek istedim..
''Apolitik kuşağın meraklı çocukları soruyor: Yüzleşmek için geç mi kaldık?'' diye yazıyordu..
apolitik kuşak=biz..
Outlet, 10 Eylül’de kapılarını “Darbe” ile açtı... Halil Altındere, Bengü Karaduman, Köken Ergun ve Servet Koçyiğit’in katılımıyla, geç kalınmış bir konuyu, sanatın dilinden tartışmaya çağırıyor... sergi 17 ekime kadar outlet sanat galerisinde devam edecek..
ben görmedim.. en kısa zamanda gerçekten görmek istiyorum.. üzerinden yıllar geçmiş olmasına rağmen ne yazık ki hala 12 eylülü yargılayalım mı yoksa yargılamayalım mı diye hala tartışmasını yapıyoruz.. arada kenan evren çıkıp intahar ederim diye tehditler savuruyor.. Bundan tam tamına 29 yıl önce sabah saat 03.58'de ordu yönetime el koydu... Etkisi yıllar yılı sürecek bir döneme girildi... Türkiye tarihinin en önemli dönüm noktalarından biri olan bu darbeyle 650 bin kişi gözaltına alındı... 1 milyon 683 bin kişi fişlendi, 'sakıncalı' damgası yedi... 7 bin kişi idamla yargılandı, bunlardan 517'si hüküm giydi, 50 kişi infaz edildi... 171 kişi işkencede öldü... 299 kişi cezaevinde hayatını kaybetti... 95 kişi çatışmada öldü... 937 film yasaklandı... 3.854 öğretmen, 120 öğretim üyesi, 47 hâkim görevden alındı... 400 gazeteci toplam 4 bin yıl hapis cezasıyla yargılandı.... 39 ton gazete ve dergi yakılarak imha edildi... inanılması çok güç.. çok kişide ülkeden kaçtı.. vatan haini ilan edildi..
sergide okuduğum kadarıyla bütün yasaklar.. işgenceler.. dan dan suratımıza vuruluyor..
aslında bir de sergiyi gördükten sonra bu yazıya ekleme yapmak isterim.. önümüzdeki hafta programım arasına girdi bile..
özellikle Halil Altındere'nin yaptığı o zaman tarihli hürriyet gazetesi baskısının büyük boyu beni daha görmeden oldukça etkiledi.. darbeci evren=ressam evren ikilemi..
ZAMAN:
Açılış: 10 Eylül 18:30-20:00
Sergi: 10 Eylül – 17 Ekim
Ziyaret saatleri: Salı-Cumartesi 10:00 – 18:30

MEKAN: Outlet//İhraç Fazlası Sanat Galerisi
Boğazkesen Cad.Kadirler Yokuşu No:69
Tophane-İstanbul

23 Eylül 2009 Çarşamba

toyland






16 yaşında ingiliz bir fotoğrafçı Eleanor Hardwick.. amatör demiyorum çünkü daha şimdiden bilinen bir fotoğrafçı olmuş durumda.. ben blythe bebekleri çok sevdiğim için bunları koydum.. ama diğer çektiği fotoğraflarda hoşuma gitti..
http://www.flickr.com/photos/lenaah/

bayram ve hafta sonu...

ne kadar kısa bir tatil oldu.. bu kadar yoğun çalışmanın sonunda hiç nasıl geçtiğini anlamadım bile.. tatilde bloga bir şeyler eklemek niyetindeydim ama ne yazık ki evden hiç bir blog sitesine giremedin.. kendi sitelerime yazı yazamadım..ttnet'i aradığımdada aynı ezber cümleler bana ne yazık ki yardımcı olamadı.. ttnet'den nefret ediyorummmmmmmmmm.. idodan nefret ediyorummmmmmmmmm.. ido nereden çıktı.. ttnet nefreti onuda hatırlattı ne yazık ki.. her sabah işe giderken ido kullanıcısı ben, donmaktan ve hep kanal 24 seyretmekten çok sıkıldım.. ttnet'de işte böyle.. taşındıktan sonra, 2 ay evden internete bağlanamadım.. çünkü telefon ettiğimde, karşıma çıkanlarla, ne yazık ki aynı dili konuşmadığımı fark ettim.. 2 ayın sonunda benzer dili konuştuğumuzu sandığım birisi bana, hediye ettikleri dandik modemin müşteri hizmetlerinin numarasını verdi de; bana, hiç alakası olmayan modem müşteri temsilcisi yardımcı oldu.. kötü bir deneyimdi.. :((( gerçekten en korktuğum şey haline geldi; telefonla, göz göze bakmadan, müşteri temsilcileriyle, bir işimi halletmek zorunda kalmak.. ne bıkkınlık ama.. bianele gitme gibi bir planım vardı, ama gidemedim.. ilk gün adadaydık.. nigar yine her zaman ki gibi güzel mezelerini dökdürmüş.. üzerine balıklar ve sakızlı muhallebi.. kabak tatlısı.. nefisti.. fotoğraflar bu sefer yok.. çünkü sadece küçük erkeğimi ve büyük aşkımı çektim.. bir ara, adada özellikle fotoğraf çekmek istiyorum o zaman eklerim..

4 Eylül 2009 Cuma

serena toffetti






serena toffetti'nin poloroid resimler... aslında stil direktörlüğü ve moda çekimleride yapıyor.. bu poloroid resimlerin renkleri çok hoşuma gitti..

2 Eylül 2009 Çarşamba