18 Şubat 2010 Perşembe

çalışma manzaraları..


sıradan bir gün..
öğle yemeği arası..
tıkanma duygusu.. nasıl açılır bu tıkanma..?
bir şeyler üretme zorunluluğu olma durumu sanırım insanı bu psikolojiye sokan..
zorunluluklar.. en zevkli eylemi bile zevksiz hale getiren, kasan, strese sokan, tadını kaçırtan.. hatta zavallı gibi hissettiren, esir eden olgu..
john berger' e göre zorunluluk; hem tragedya hem de komedya üretir.. bizim ofiste tam böyle bir modda.. tragedya ve komedi bir arada..

4 yorum:

  1. Eveeeeeeeeeeet!!!

    (Aynı ofisten biri)

    YanıtlaSil
  2. Zorunlu uretme, bu ise tutkulu olanlar icin vazgecilemez, bir eziyettir be sekercim:))

    Sen gel, benim yanima :) Benim yeni atolyemi gordun mu.. Coooook seker..oluyorum heyecandan. Hadi kizim al bu gune yaptiklarini, koy cantaya, gel sen buraya :))

    YanıtlaSil
  3. yaa eveeet gördüm nevincim.. süper.. muhteşem... nefis... daha ne yazmalıyım.. insanın kendi atölyesi.. işte burada zorunlu üretme mazoşist bir eylem haline gelebilir.. :))
    teklifin süper.. biz çoluk çocuk gelirsek ne yaparsın :)) şakası bir yana umarım bir gün sürpriz, güzel bir ziyaret yapabilirim.. belki de sen benden önce davranır bir istanbul ziyareti yaparsın.. bende sana istanbul'un istanbul yerlerinde bir rakı-balık keyfi yaşatırım.. :))

    YanıtlaSil
  4. her zaman kapim acik,,seve seve..

    YanıtlaSil